Son Dakikalar da Tükenir

9 Eylül 2009 Çarşamba


Son dakikacı milletiz alimallah. Daha çocukluğumuzdan, gençliğimizden başlar son dakikacılığımız. Bütün bir dönem ya da bütün bir yıl okulda öğretilen müfredatı, sınava girmeden önceki gün birkaç saat çalışma ile öğrenebiliriz mesela. Bu alışkanlık ilkokuldan itibaren başlar, bitirdiğimiz en son seviyedeki okulda dahi devam eder. Üniversitede daha yaygındır tabi ki derslere girmek zorunlu olmadığı için. En azından üniversite öncesinde ders için sınıfta bulunmak zorunda olduğumuzdan başka bir şey ile de uğraşsak yine sınıfın içinde olmalıdır bu uğraş. O yüzden ilgilendiğimiz her neyse biraz dikkatimiz dağıldığında belki ders dinleriz biraz da olsa. Üniversitede ders çalışacağımız notları bile gider sınavdan önceki hafta toplarız sağdan soldan. Ancak, öyle bir eğitim sistemi oluşturulmuştur ki yaptığımızın tersini özendirecek bir durumla karşılaşmayız. Her seferinde son dakika çalışmaları ile başarılı oluruz ve bu başarılı! uygulamayı hem de daha da benimseyerek devam ettiririz. Daha sonra başarılı bu uygulamayı hayatımıza iyice yerleştirmeye başlarız. Sabahları cep telefonları saatlerimizi kurar kalkarız ama sürekli erteleyerek. Ta ki son dakikaya yani işe ucu ucuna yetişeceğimiz zamana sahip olana dek. Ama herhangi bir aksilik çıkması durumunda işe geç kalırız. Arabamızı bakıma gitmesi gereken son kilometrede götürürüz. Ödemelerimizi son gün yaparız. Havaalanına uçağın kalmasına dakikalar kala gideriz v.s. v.s. v.s. Hiç inkar etmeyin siz de böylesiniz işte.

Tabi ki bu milletin milli takımından da başka türlü bir şey beklememek gerekir. Ne yaptık Avrupa Şampiyonası'nda? 3. olduk. Avrupa üçüncüsü. Nasıl olduk? Son dakika golleriyle. Ama yine sonumuz bir son dakika golüyle geldi. Dünya Şampiyonası Grup Elemeleri'nde ilk altı maçta 10 puan kaybederiz. Belçika'yı ve Estonya'yı yenemeyiz. Son 4 maça gelindiğinde bunlar hiç olmamış gibi davranıp, bu maçları kazanarak Dünya Şampiyonası'na gideceğimizi iddia ederiz. Kılıfımız da hazırdır. "Oyuncularımız zora gelince oynuyor." Niye peki? Öyle işte. Çünkü her şeyi son dakikaya bırakıp yaşamayı öğrenmişler tüm hayatları boyunca belki de. Ama nasıl işe giderken hesapta olmayan bir durumla karşılaştığınızda işe geç kalırsanız, işinizi son 4 maça bıraktığınızda da gruptan çıkamazsınız hesapta olmayan bir unsur ile play off için dahi. Böyle 6. sınıf bir hakem atarlar maça, abuk sabuk kararlar verir. Rezil bir sahada oynarsın. Şansın yaver gitmez golü bulamazsın.

İşimiz kaldı mucizeye. Tüm oyunu hücum hattında oynayan Misimovic - Dzeko - Ibisevic üçlüsüne uzun ya da ara top atmak olan, organize bir hücum anlayışı olmayan, muazzam çirkef ve fair-play anlayışından uzak bir takıma fırsat verirsin böylece play off oynaması için. Bu maçı yorumlamak manasız. Biz daha önce soktuk kendimizi bu duruma. Ne de olsa son dakikada halledebiliriz diye. Olmadı işte yapamadık bu sefer. Artık bitirelim her işimizi 30. dakikada, bakalım kalan zamanın keyfine.