Turkcell Süper Lig 1. Hafta Değerlendirmesi

13 Ağustos 2009 Perşembe



Ve nihayet muradımıza erdik.

2-3 aylık bir aradan sonra Süper Lig yeni sezonuyla geri döndü. Ama ben lige dönmekte biraz geç kaldım. Neyse ki geç olsa da ikinci hafta başlamadan ilk haftaya kısa bir değerlendirme yazmayı başarabildim. İlk hafta itibariyle Beşiktaş - İBB, Sivasspor - Trabzonspor, G.Antep - G.Saray ve Denizlispor - Fenerbahçe maçlarını canlı olarak televizyondan seyredebildim.

Genel değerlendirmeler, ligin favorileri ve sürpriz takımları tahmin etmek için birkaç hafta daha geçmesini beklemek gerekir. Ancak, izleyebildiğim hazırlık karşılaşmaları, avrupa kupası mücadeleleri ve ilk hafta sonuçları ile takım kadroları düşünüldüğünde, şampiyonluk yarışı Fenerbahçe ve Galatasaray arasında geçecekmiş gibi görünüyor.

2008-2009 sezonunda "koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler" misali ligi zirvede bitiren Beşiktaş ve Sivasspor oynadıkları maçlardaki görüntüleriyle hayal kırıklığı yaratacakmış izlenimleri verdiler. Beşiktaş'ın geçen sezon kazandığı iki kupanın yanılgısıyla kadrosunu nispeten sıradan futbolcular ve nasıl bir performans göstereceği belli olmayan Nihat ile takviye etmesi, Mustafa Denizli'nin yeni bir şeyler yaratmak uğruna elindeki oyuncuları yararlı olamayacakları bölgelerde kullanması ve hatalı oyuncu değişiklikleri (ilk yarının en iyi oyuncusu Holosko'nun ikinci yarıda neden oyundan çıktığını, sahanın en kötüsü Tello'nun 90 dakikayı nasıl tamamladığını, 83. dakikada maçı almak için hamle yapması gerekirken oyuncu değişikliği hakkını Uğur İnceman-Michael Fink olarak kullanmasını anlayamadım) Sivasspor'un da oynayabildiği tek oyun şablonunu 3 yıldır devam ettiren oyuncuların büyük bölümünü takımdan göndererek yeni bir yapılanmaya gitmesi, iki takımı da
yarışın gerisinde bırakacaktır diye düşünüyorum.

Transferin yıldızı G.Saray'da, transferden öte Rijkaard'ın en önemli hamlesi son birkaç yıldır sadece sol kanatta oynayabilir denilerek yetenekleri kısıtlanan Arda'yı orta sahanın ortasında oyun kurucu olarak görevlendirmesidir. Bu yıl Arda'yı izlemek gerçekten keyif verecek. G.Saray'ın karşılaşabileceği tek önemli sıkıntı ağır stoperlerinin, özellikle sık hata yapan Gökhan Zan'ın, ayağa hızlı oynayan hücumculara karşı zorlanacak olmasıdır. Baros'un alternatifi olarak Nonda bu seneyi götürebilecek gibi görünüyor. Elano'nun katılması ile bol alternatifli bir kadroya kavuşacak G.Saray, Rijkaard'ın oyun sistemini oturtmasıyla bir adım daha öne geçecektir.

Fenerbahçe'de Daum daha önce görev yaptığı dönemde oynattığı sistemin çok uzağında, farklı bir şablon ile yola çıktı. 4'lü defans, çift ön libero, iki hücumcu kanat, Alex ve tek santrafor. Yani Zico ve Aragones döneminde oynanan şablondan çok da farklı değil. Bu şablonda Mehmet Topuz ve Özer Hurmacı takımın hangi pozisyonları için alternatif olarak düşünülecek bilemiyorum. Orta saha ve hücum, farklı sistemleri oynamak için alternatifli görünüyor. Ancak, G.Saray'daki sıkıntının bir benzeri Fenerbahçe için de söz konusu. Ağır savunma hücum bölgesinde pres yapan takımlar karşısında ve açık alanda yakalandığında zorlanacaktır. Ayrıca, Bilica pres karşısında çok fazla risk alıyor ve topu taça atmaktan imtina ediyor. Tehlikeli bölgelerde kaptıracağı toplar kırmızı kart ya da kalede gol olarak takımına dönecektir. Defans alternatiflerinin hücumun aksine kısıtlı olduğu Fenerbahçe'nin yine tek sağ beki Gökhan Gönül. Önder Turacı bu sezon asıl yeri olan stopere geri döndü ve bir süre sonra buraya tekrardan ısınacaktır. Yeni transferlerden Santos hücumda çok yetenekli olmasına karşın, savunma yapmayı sevmeyen bir oyuncu portresi çizdi. Gerçi bu oyuncu Brezilya Milli Takımı'nın sol beki olarak görev yapıyor. Diğer transfer Cristian Baroni hakkında yorum yapmak için biraz daha beklemek istiyorum. Kendisi hakkında bir karar veremedim. Bunun yanında Fenerbahçe'nin takım olarak en önemli sorunu çok yavaş oynaması ve yeteri kadar tempo yapamaması olarak gözüktü.

Bu hafta izlediğim sekiz takımından en kötüsü Denizlispor'du. Roberts ve Angelov geçen sezonki görüntülerinden çok uzaktalardı. Ayrıca, Denizlispor sistem olarak oturmuş bir takım görüntüsü çizmedi. Aynı şekilde Sivasspor çok fazla yeni oyuncu ile oynamaya çalışıyor. Mehmet Yıldız'a dayalı oyun sistemi, kendisinin yer almadığı durumda başarısız olacaktır. Trabzonspor'da yetenekli oyuncular var. Ancak, Colman ve Umut Bulut kesinlikle yetersiz oyuncular ve bu takımında en fazla yedek olmaları gerekir. Trabzonspor iyi bir santrafor bulamadığı takdirde yine ligi sonuna kadar kovalayamayacaktır. İBB geçen sezonki görüntüsünden çok farklı değil. Yine iyi hücumcular ve kötü bir defans kurgusu var. İddaacılar İBB maçlarını üst olarak oynayabilirler.

G.Antep benim bu sene çıkış beklediğim bir takım. Oturmuş kadrosuna iyi transferler yaptı. Yeni aldıkları santraforları Julio Cesar agresif ve çok iyi bir şutör. Yalnız, ben G.Antep'in hocasının yaptığı oyuncu değişikliklerine de anlam veremedim. Şunu kabul etmek lazım ki ilk hafta ligin en iyi kadrosuna karşı kafa kafaya mücadele verdiler.

Diğer maçların sadece gollerini görebildim bu sebeple detaylı bir analiz yapamayacağım. Ancak, kadro ve teknik heyet istikrarı ile bu sene diğerlerine göre başarılı olmasını beklediğim takımlar arasında Gaziantepspor ile birlikte Bursaspor ve Eskişehirspor'u da sayabilirim. Bir de benim için kapalı kutu olan bir Ankaraspor var.

Oyuncu bazında bir değerlendirma yapacak olursak, geçen sezona istatistikleri ile damga vuran Alex, İbrahim Akın, Tabata, Baros, Arda gibi oyuncular bu sezonun da yıldızları olacak gibi gözüküyor. Bu oyunculara önümüzdeki günlerde hangileri eklenecek göreceğiz.

2009-2010 sezonu tüm futbolseverler için hayırlı olsun. Takip edebildiğim ve zaman bulabildiğim ölçüde oynanacak maçlar için tahminler ve maç sonu yorumlar yazmaya gayret edeceğim.

1 comment

Tunç Bozacılar dedi ki...

Abdurrahman Dereli yesin seni :)

14 Ağustos 2009 08:29